Osmanlı İmparatorluğu
Osmanlı İmparatorluğu
Bu maddenin veya maddenin bir bölümünün gelişebilmesi için konuda uzman kişilere gereksinim duyulmaktadır. Ayrıntılar için maddenin tartışma sayfasına lütfen bakınız. Konu hakkında uzman birini bulmaya yardımcı olarak ya da maddeye gerekli bilgileri ekleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz. |
Osmanlı İmparatorluğu ya da Osmanlı Devleti (Osmanlı Türkçesi: دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه - Devlet-i ʿAliyye-i ʿOsmâniyye[8][9]) 1299-1923 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk-İslam devleti. Doğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'ya kadar topraklarını genişletmiş ve 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğu halini almıştır. Arnold Joseph Toynbee gibi bazı tarihçiler Türkiye'nin tek ardıl devlet sayılması gerektiğini savunurlar.[10]
Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan Osman Gazi, Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyundandır.[11] Devlet, Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuştur. Osmanlı Devleti'nin bağımsız bir devlet olarak tarih sahnesine çıkması yaygın kabule göre 1299 yılında olmuştur. Ancak Prof. Dr. Halil İnalcık ve bazı diğer akademisyenler, Osmanlı Devleti'nin 1299'da Söğüt'te değil 1302'de Yalova'da Bizans'a karşı yaptığı Bafeus Savaşı sonrasında devlet niteliğini kazandığını iddia ederler.[12][13] İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nu yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda üç kıtaya yayılmış ve Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bölümünü egemenliği altında tutmuştur. Ülkenin sınırları batıda Cebelitarık Boğazı (ve 1553'te Fas kıyıları'na, doğuda Hazar Denizi ve Basra Körfezi'ne, kuzeyde Avusturya, Macaristan ve Ukrayna'nın bir bölümüne ve güneyde Sudan, Eritre, Somali ve Yemen'e uzanmaktaydı.[14] Osmanlı İmparatorluğu 29 eyaletten ve vergiye bağlanmış Boğdan, Erdel ve Eflak prensliklerinden oluşmaktaydı. Devlet zaman zaman denizaşırı topraklarda da söz sahibi olmuştur. Atlantik Okyanusu'ndaki kısa süreli toprak kazanımları Lanzarote[15] (1585), Madeira (1617), Vestmannaeyjar[16] (1627) ve Lundy[17](1655) bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Devlet altı yüzyıl boyunca Doğu dünyası ile Batı dünyası arasında bir köprü işlevi görmüştür. Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar zaman zaman, toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Genel olarak din, dil ve ırk ayrımından uzak durduğu için yüzyıllarca birçok devleti ve milleti hakimiyeti altında tutmayı başarmıştır.[18]Osmanlı İmparatorluğu, eski Türk örf ve adetlerinin ve İslam kültürünün yükümlülüklerinin doğrultusunda bir yönetim şekli belirlemiştir.[19]
Konu başlıkları[göster] |
Tarihçe [değiştir]
Osmanlı İmparatorluğu belirli tarihsel dönemlere ayrılarak incelenir. Dönemler, Osmanlı Devleti'nin yönetim yapısına ve dünya siyasetindeki yerine göre belirlenmiştir. Toprak büyüklüğünü temel alan ayrıştırmalardan daha detaylı bir bakış açısına izin vermektedir.
Beylik (1299 öncesi) [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı Devleti beylik dönemi
Beylik döneminin ne zaman başladığı belli değildir. Osman Gazi birliklerinin 1298 yılında İnegöl ve civarını fethetmesi sonucunda bağımsızlığını ilan etti[20]. Bu dönemde beylik dönemi sona ermiştir.
Moğol İmparatorluğu döneminde kaçan Süleyman Şah komutasındaki Kayılar ilk olarak 1227 yılında Anadolu'ya geldiler[21]. Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı Alaeddin Keykubad, Kayıları Karacadağ ve bölgesine yerleştirdi. Kayılar bu sırada 50.000 kişiydiler[20].Süleyman Şah'ın Fırat Nehri'nden geçerken, boğulması üzerine, Kayı Boyu'na mensup bazı kişiler Erzurum ve Erzincan civarına göç ettiler.[21] Bazıları da Suriye ve yeniden anayurtlarına göç etti.
Ertuğrul Gazi ise Söğüt ve civarına yerleşti. Bu sırada buraları fethetti. Ertuğrul Gazi yaklaşık 1000 km2 civarı bir toprak fethetmişti[22]. Ertuğrul Gazi tahminen 90 yada 83 yaşında ölmüştü.[23][24] Aşiret Osman Bey'i seçti. Osman Gazi, devlete adını vermiştir.
Kuruluş (1299 - 1453) [değiştir]
Türk tarihi |
- Ana madde: Osmanlı Devleti kuruluş dönemi
Osman Gazi devri [değiştir]
1299 yılına gelindiğinde Anadolu Selçuklu Devleti yıkılmak üzereydi. Bu sırada Osman Gazi, yakın arkadaşlarıyla Bilecik, Yarhisar ve son olarak da İnegöl'ü 1299 yılında fethetti.[22] Osman Gazi, ardından Yenişehir ve civarını 1301 yılında fethetti. Yenişehir başkent yapıldı. Bazı yazarlarca devletin kuruluşu 1299, bazılarınca ise 1301 tarihi kabul edilir. Prof. Dr. Halil İnalcık ise 1302 yılındaki Koyunhisar Savaşı ile devletin kurulduğunu iddia etmiştir. 1302 yılında Doğu Roma İmparatorluğu kuvvetleri, Osman Gazi'yi durdurmak için yola çıktı. Osman Bey'in 2000, Bizans'ın ise 5000 civarında askeri vardı. Osman Bey, 27 Temmuz 1302'de yapılan savaşı kazandı. Ardından da Mudanya ve civarı fethedildi.[22]
Sınırların genişlemesi [değiştir]
Osmanoğulları Beyliği'nin genişlemesi, Marmara bölgesindeki büyük Doğu Roma kentlerinden Bursa'nın 1326'da Osmanoğulları Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü. Bursa'nın alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanoğulları Beyliği'nin gelişmesi hızlandı. Para bastırarak Osmanoğulları Beyliğini, Osmanlı Devleti haline getirdi. Bursa'nın ardından Marmara bölgesinin öteki büyük Doğu Roma kentleri, İznik ve İzmit de Osmanlılar'ın eline geçti. Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Doğu Roma İmparatoru III. Andronikos'un bulunduğu bir Doğu Roma ordusu Maltepe (Palekanon) Savaşı'nda bozguna uğratıldı (1329). Osman Bey döneminde, Osmanoğulları Beyliği yalnız Doğu Roma topraklarında genişlemişti.
Orhan Bey döneminde ise komşu Türk Beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı. Böylece Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip oldular. Osmanlılar Rumeli'ye Doğu Roma İmparatorluğu'nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354'te ayak bastılar. Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu. Orhan Bey'in yerine oğlu I. Murat (1362 - 1389) geçti. Doğu Roma o sıralarda iç karışıklıklar içindeydi. Kantakuzen, Orhan Bey'den, Çimpe Kalesi karşılığında yardım istedi. Orhan Bey, Doğu Roma Tekfurlarını (vali) bozguna uğrattı ve Çimpe'yi Rumeli'ye geçişte üs olarak kullandı. İznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının olduğu ilk Osmanlı parasını bastırtarak, tarihteki ilk padişah oldu. Donanma ilk kez Orhan Bey zamanında kuruldu ve Osmanoğulları Beyliği, Osmanlı Devleti haline geldi. Yine Orhan Gazi zamanında, 6 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak başkent yapıldı.
|
Ana Dönemler |
Özel Dönemler |
Osmanlı Devleti Tarihi Zaman Çizelgesi |
I. Murat Hüdavendigar Balkan fetihlerini hızla sürdürdü. 1363'te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Doğu Roma - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline geçti. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364). Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardılar. 14.yy. sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve Belgrad'a dayanmış bulunuyordu. Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II. Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı. İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu. Bu döneminde Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile I.Murat'ın oğlu Şehzâde Bayezit'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a geçmesine neden oldu. Yine I. Murat döneminde Osmanoğulları Beyliği, Hamitoğulları Beyliği'nden Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80.000 altın karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman mücadelesinin başlamasına neden oldu. I. Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezit (I. Bayezit) (1389 - 1402) tahta geçer.
Yıldırım Bayezit döneminde, Anadolu Türk birliği yeniden sağlandı. Ancak Osmanlı Devleti'nin bu kadar güçlenmesi, o sırada bir Çin seferi hazırlığında olan Timur'u korkuttu. Batısında böylesine güçlü bir devlet bırakmak istemeyen Timur, Karakoyunlu ve Celayirîli hükümdarının Osmanlı Devleti'ne sığınmasını bahane ederek Osmanlı Devleti'ne savaş açtı ve Ankara'ya kadar geldi. O sırada İstanbul'u kuşatmakta olan Bayezid kuşatmayı kaldırdı ve Çubuk Ovası'nda Timur'un ordusu ile karşılaştı. 28 Temmuz 1402de yapılan Ankara Meydan Savaşı'nda Bayezid kendisine bağlı Türk boylarının ona ihanet etmesinin de etkisiyle çok ağır bir yenilgi aldı ve Timur'a esir düştü. Değişik tarihcilerin verdikleri değişik nedenlerle, büyük olasılıkla esarete fazla dayanamaması nedeniyle Yıldırım Bayezit 8 Mart 1403de Akşehir'de öldü.
Fetret Devri ve yeniden birliğin sağlanması [değiştir]
Fetret Devri adı verilen dönemin başında Timur, Anadolu beylerini eski topraklarına kavuşturdu. Osmanlı Devleti'ni kimin idare edeceği Bayezid'in oğulları, İsa, Süleyman, Musa ve Mehmet arasında mücadelelere yol açtı. Osmanlı devleti merkezleri olan Bursa ve Edirne birkaç defa el değiştirdi ve bu şahzadeler ellerine geçirdikleri başkentte kendilerini Osmanlı Sultanı ilan ettiler. Önce İsa Çelebi, ondan sonra Süleyman Çelebi ve en sonunda Musa Çelebi elimine edildikten sonra 1413 yılında Mehmet Çelebi tek başına Osmanlı Sultanı olarak tahta çıktı. Çelebi Mehmet, Osmanlı devletinin birliğini yeniden sağladı ve devleti babasının zamanındaki eski gücüne kavuşturdu. Bu dönemde Venediklilerle yapılan ilk deniz savaşı, başarısızlıkla sonuçlandı. 1421'de yerine oğlu Sultan II. Murat padişah oldu.
Timur Yıldırım'ın oğlu Mustafa Çelebi'yi de beraberinde Semerkant'a götürmüştü. Mustafa Çelebi olduğunu iddia eden (ve çok tarihçiye göre gerçekte Mustafa Çelebi olan) bir kişi Mehmet Çelebi saltanatının son yıllarında hükümdarlık iddiasında bulundu; Venediklilerin desteğiyle Selanik dolaylarında kuvvet toplayan Mustafa Çelebi Mehmet Çelebi'ye yenilerek Doğu Roma'ya sığındı. 1421de II. Murat saltanatı başında Mustafa Çelebi Bizanslıların desteğiyle büyük bir isyan başlattı ve bir müddet devlet merkezi Edirne'yi ve Rumeli idaresini eline alarak adına hutbe okutarak ve para bastırarak kendini Osmanlı Sultanı ilan etti. II. Murat'in Veziriazami Amasyalı Beyazid Paşa Sazlıdere Savaşından yenilip esir düştü ve öldürüldü. Mustafa ordusuyla Anadolu'ya geçip Bursa'ya hücum edip şehri kuşattı. Fakat II. Murat'in usta vezirleri tarafından Mustafa'nın çevresine onun bir düzmece olduguna inandırıldı; baş danışmanı vezirlik unvanı verilme sözü ile ayartıldı ve Bursa yakınlarına gelen ordusu dağıldı. Trakya'ya kaçtı ise orada da tutunamadı ve Kızılağaç Yenicesi'nde yakalanıp Edirne'de idam edildi. Düzmece Mustafa olayı denilen bu büyük isyan II. Murat'ın karşılaştığı ilk isyan olmadı. Ertesi yıl genç küçük kardeşi Küçük Mustafa isyan etti; İznik'i ele geçirdi ve yine baş danışmanı ihanetiyle bu isyan da bastırıldı.
Yükselme (1453 - 1579) [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi
II. Mehmed, 1453'te kuşattığı İstanbul'u 29 Mayıs 1453'te fethetti ve başkent yaptı.
- Ana madde: İstanbul'un Fethi
Ardından, Doğu Roma tahtı üzerinde hak iddia edebilecek hanedanlara karşı harekete geçti. Mora Despotluğu (1460), Trabzon Rum İmpratorluğu (1461) ve Palailogoslar ile akrabalığı bulunan Galtulusi ailesini ortadan kaldırdı. Sırbistan, Bosna ve Hersek'i ilhâk etti (1459). Bünyesinde birden çok müslüman ve hristiyan ulusu barındıran Osmanlı Devleti böylece resmen İmparatorluk unvanı kazanmış oldu. Balkanlar'da genişleme Osmanlı Devleti'ni Tuna üzerinde Macaristan'la; Arnavutluk, Yunanistan kıyıları ve Ege Denizi'nde Venedik'le karşı karşıya getirdi. Uzun bir savaş (1463 - 1478) sonunda Venedik, İşkodra, Akçahisar kentleriyle Limni ve Eğriboz adalarını Osmanlılar'a bırakmayı ve elde ettiği ticaret serbestliği karşılığında her yıl 10.000 altın ödemeyi kabul etti. Bu savaş sürerken II. Mehmed, Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdı (1468); Karamanoğulları'nı koruyan ve Venedik'le bir antlaşma yapan Akkoyunlu hükümdârı Uzun Hasan'ı Otlukbeli'nde ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu zaferle Osmanlı Devleti Fırat'ın batısındaki Anadolu topraklarına yerleşti; Gedik Ahmet Paşa'nın Toroslar'ı ve Akdeniz kıyılarını zaptetmesiyle de Mısır Memlûkları ile sınırdaş oldu. Gedik Ahmet Paşa'nın 1475'te kuzey Karadeniz'e yaptığı sefer, Ceneviz kolonileri Kefe ve Sudak'ın fethi ve Kırım Hanlığı'nın Osmanlı himayesine girmesiyle sonuçlandı. Böylece Osmanlı Devleti bir iç deniz durumuna gelen Karadeniz üzerinde siyâsi ve iktisâdi tam bir egemenlik kurdu. II. Mehmed'in güney İtalya'nın fethiyle görevlendirdiği Gedik Ahmet Paşa, denizaşırı bir seferle Napoli Krallığı'nın elinde bulunan Otranto'yu aldı ve İtalya içlerinde harekâta başladı. Ama II.Mehmet'in 49 yaşındaki ölümü (1481) bu seferin yarım kalmasına neden oldu.
II. Bayezit (1481 - 1512), taht kavgasına girişen kardeşi Cem'i yeniçerilere dayanan İshak ve Gedik Ahmet paşaların desteğiyle yendi; Cem, Rodos Şövalyeleri'ne sığınmak zorunda kaldı. 1484'teki Boğdan seferi ile kuzey ticaretinin zengin limanları Kili ve Akkerman Osmanlı Devleti'ne katıldı. Cem'i ve Karamanoğulları'nın kalıntılarını destekleyen Memlûklar'la savaş (1485 - 1491) ise genellikle Osmanlılar'ın yenilgisiyle sonuçlandı. Venedik'le savaş (1499 - 1503), Devlete Modon, Koron, Navarin, İnebahtı limanlarını kazandırdı.
Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail'in Anadolu'daki müritlerine karşı şiddetli bir mücadeleye girişti. Şah İsmail'e karşı Çaldıran'da kazandığı zaferden (1514) sonra Tebriz'e kadar ilerledi. Bundan sonra I. Selim, Memlükler'a karşı harekete geçti. Ateşli silahlardaki üstünlüğü sayesinde kazandığı Mercidâbık (1516) ve Ridâniye (1517) savaşları, Osmanlı Devleti'ne Suriye, Filistin ve Mısır'ı kazandırdı. Hicaz, Osmanlı egemenliğine girdi. Böylece Osmanlı Devleti, Hint Okyanusu'na açılma olanağına kavuştu ve İslam dünyasının önderliğini tartışmasız biçimde ele geçirdi. Bu arada I. Selim, halife ünvânı aldı ve bu unvan kendisinden sonra gelen Osmanlı padişahları tarafından da kullanıldı.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde devlet en güçlü ve şaşalı dönemini yaşamıştır.46 yıllık hükümdarlığında devlet doğal sınırlarına ulaşmış ve tam anlamıyla günümüzde süper güç tabir edilen konuma ulaşmıştır. Ayrıca, 13 büyük sefer düzenlemiştir. Başlıca seferleri; 1521'de Belgrad, 1522'de Rodos, 1526'da Mohaç, 1534'de Bağdat ve Tebriz, 1538'de Boğdan'ın tamamı ve Preveze, 1541'de Macaristan'ın tamamı, 1543'de Estergon, 1551'de Trablusgarp, 1553'de Safevi topraklarının bir kısmı, 1566'da Zigetvar'dır. Kanuni, I. Selim'den 6.557.000 km2 olarak devraldığı Osmanlı İmparatorluğu'nu, kırk altı yılda 14.893.000 km2'ye ulaştırmıştır (Avrupa'da 1.998.000 km2, Asya'da 4.169.000 km2, Afrika'da da 8.726.000 km2 olmak üzere). Zigetvar fethedilmeden bir gün önce, 6 Eylül 1566 tarihinde hayatını kaybetti.
Duraklama (1579 - 1699) [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi
Osmanlı'da duraklama dönemi Sokullu Mehmet Paşa'nın ölmesiyle başlamıştır. Deneyimsiz kişilerin tahta geçmesi ile merkezi yönetimin bozulması sonucu, devlet yönetiminde otoritenin sarsılması, halkın devlete olan güveninin azalmasına ve iç isyanların çıkmasına neden olmuştur. Özellikle yeniçeriler artık padişaha karşı gelmekteydi. Yeniçerilerdeki 'Ocak, devlet içindir.' anlayışı yerine 'Devlet, ocak içindir.' anlayışı gelişmiştir.
Avusturya ve İran seferleri sonucu oluşan ekonomik sıkıntılar, tımar sisteminin bozulması ve nüfus artışının yarattığı sosyal hayattaki sıkıntılar ve çağın gerisinde kalınması ile eğitim alanındaki bozulmalar sonucu devlet duraklama dönemine girmiştir. Coğrafi keşiflerle ticaret yollarının önem kaybetmesi, sık padişah değişmeleriyle çok verilen cülus bahşisi ve yeniçerilerin artmasıyla verilen ulufe miktarının da artması Osmanlı ekonomisini yıpratmıştır.
Celali ayaklanmaları, Osmanlı toprak düzenini büyük ölçüde değiştirmiş, ağır vergiler yüzünden ya da “Büyük Kaçgun” sırasında yerlerinden olan çiftçilerin toprakları mültezimlerin ya da yerel yöneticilerin eline geçmiştir. Vergiler yüzünden borca giren köylüler, işledikleri toprakları sonunda tefecilere kaptırdılar. Osmanlı toprak düzeninin belkemiği olan tımar sistemi bozuldu. Büyük nüfus hareketleri ortaya çıktı ve kentlere büyük göçler oldu. Tarımsal üretim geriledi ve kıtlık tarım ürünleri fiyatlarının yükselmesine yol açtı. On binlerce insan yaşamını yitirdi ve pek çok yerleşim yeri yıkıma uğradı. Osmanlıda eğitim(ilmiye)nin bozulması da Osmanlıyı geriletmiştir. Avrupa'daki gelişmeleri (Reform, Rönesans) Osmanlı Devleti'nin takip etmemesi Osmanlı için bir dezavantaj olmuştur.
NOT:Osmanlı Devleti'nin eğitim sisteminin bozulmasının nedeni Beşik Ulemalığı denilen sistemin ortaya çıkmış olmasıdır.Bu sisteme göre müderrislerin(Öğretmen) yeni doğan çocukları doğduğu andan itibaren medrese(Eğitim yuvası) öğretmeni sayılıyordu.
Gerileme (1699- 1792) [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi
Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi, Osmanlı tarihinde Karlofça Antlaşması’ndan (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir. Bu dönemin sonlarına doğru, Osmanlı Devleti'ne Avrupalılar tarafından "Hasta Adam" denmeye başlanmıştır. Çünkü bu dönemde Osmanlı Devleti, büyük oranda toprak kayıpları yaşamıştır.
Bu dönemde Karlofça ve İstanbul Antlaşması’yla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut toprakları korumak amacıyla batıda Avusturya ve Venedik, kuzeyde Rusya ve doğuda İran ile savaşlar yapılmıştır.
Bu yüzyılda Avrupa’dan geri kalındığı Pasarofça Antlaşması’ndan itibaren kabul edilmiş ve yapılan ıslahatlarda Avrupa örnek alınmıştır.
26 Ocak 1699 tarihinde Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı-Kutsal ittifak Savaşları'nı bitirmiştir. Karlofça Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemi başlamıştır. Papa tarafından Osmanlı Devleti'ne karşı Almanya İmparatorluğu, Avusturya Arşidüklüğü, Polonya Krallığı, Rusya Çarlığı, Malta Sen Jean Şövalyeleri Tarikati ve Venediklilerden(İtalyan) oluşan bir ittifak ile uzun süren savaşlar sonunda yorgun düşen Osmanlı Devleti, Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Beyliği Avusturya'ya, Ukrayna ve Podolya Lehistan'a, Mora ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakmıştır.
Bu yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti, kaybettiği toprakları geri alarak Avrupa'da tutunmayı ve eski gücünü korumayı amaçlamıştır. Ancak bir süre sonra bu amacına ulaşamayacağını anlayınca elindeki toprakları koruma politikası izlemeye başlamıştır.
Dağılma (1792 - 1922) [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi
Bu dönem 1792 Yaş Antlaşması ile başlayıp 1922 de Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar devam eden dönemdir. Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerin kendi aralarındaki çıkar çatışmalarından yararlanıp denge politikası izleyerek varlığını korumaya çalışmıştır.
Osmanlı Avrupa'da çıkan isyanlar ve uzun süren Rus savaşları ile iyice yıpranmış ve devlet yönetiminde ıslahata yönelik çalışmalar yapılmış ise de pek başarılı olunamamıştır.
- Ayastefanos Antlaşması
- Berlin Antlaşması
- Sırp İsyanı(1804)
- 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması
- Yunan İsyanı
- 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ve Edirne Antlaşması
- Mehmet Ali Paşa isyanı
- Tanzimat Fermanı(1839)
- Kırım Savaşı(1853-1856)
- 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı)
- Dömeke savaşı (1897 Osmanlı Yunan savaşı)
- Trablusgarp Savaşı (1911-1912)
- Balkan Savaşları (1912-1913)
- I. Dünya Savaşı (1914-1918)
- Çanakkale Savaşları (1915-1916)
- Saltanatın Kaldırılması (1922)
Saltanat Makamı [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı padişahları
Ayrıca Bakınız: Osmanlı Hanedanı soy ağacı
Osmanlı hanedanınıdan 36 padişah toplam 623 sene hüküm sürmüştür. İlk önce Bey diye adlandırılan padişahlar, 1383'den itibaren Sultan, 1517 tarihinden sonra da Sultan unvanına ek olarak Halife unvanını da taşımaya başlamışlardır.
Osmanlı padişahları tahta çıktıklarında yayımladıkları bir tür genelge olan Adaletnâme; kanunlara uyulması ve herhangi bir haksızlığa hiç kimsenin uğratılmaması konuları hakkında kaleme alınırdı.
Divan-ı Humayun [değiştir]
Osmanlı Devleti kurulduğunda bir divan vardı ve belli başlı uyeleri bulunmaktaydı. Bunlar; Padişah,Sadrazam,Vezir-i Azam, Rumeli ve Anadolu Kazasker'leri, Defterdar, Şeyhülislam,Kaptan-ı Derya, Nişancı
Fatih Sultan Mehmet'ten sonra Vezir-i Azamların görüşlerini daha rahat söylemesi için padişahlar toplantıları arka tarafta bir bölümden izlemiş, divana Vezir-i Azam başkanlık yapmıştır. Bu meclis Osmanlı Devleti'nin yönetiminde Padişaha yardımcı olurdu.
Divan-ı Humayun Üyeleri [değiştir]
Vezir-i Azam (Sadrazam): Padişahtan sonraki en yetkili devlet adamıdır. Padişahın mührünü taşırdı.
Vezir: Sadrazamdan sonraki en yetkili kişidir. Sadrazamın verdiği görevleri yapardı.
Kazasker: Anadolu ve Rumeli'de olmak üzere iki ayrı kazasker bulunurdu. Adalet işlerine bakardı. Ayrıca kadı ve müderrislerin atamasını ya da görevden alma işini yapardı. Bugünkü yargı görevini yaparlardı.
Defterdar: Anadolu ve Rumeli'de iki ayrı defterdar vardı. Rumeli'deki baş defterdardı. Maliye işlerini yapardı. Bugünkü Maliye bakanlığı görevini yürütürdü.
Nişancı: Tapu, kadastro, fethedilen yerleri gelirlerine göre deftere kaydetmek işlerini yürütürdü.
Şeyhülislam: Devlet'te iken verilen kararların İslam'a uygun olup olmadığına karar verir, bu karara fetva denirdi. Sadrazamla eşit rütbedeydi. Şeyhülislam, divan asli üyesi değildi, gerekli görülen konularda çağrılır ve fikri alınırdı.
Kaptan-ı Derya: Donanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumludur. İstanbul'dayken Divan toplantılarına katılırdı. Kaptan-ı Derya da asli üye değildi, gerekli görülen konularda çağrılır ve fikri sorulurdu.
Divan-ı Hümayun 2.Mahmut dönemi'de kaldırılarak yerine nazırlıklar (bakanlıklar) kuruldu.
Yerel Yönetimler [değiştir]
Osmanlı Devleti yönetim birimleri bakımından büyükten küçüğe aşağıdaki gibidir.
Yönetim Birimleri
- Sancak (İl veya birkaç il birarada)
Yönetenler
- Vilayeti Beylerbeyi, son dönemlerde Vali
- Sancağı Sancakbeyi yönetmekteydi.
Din [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı İmparatorluğu'nda din
Osmanlı Devleti'nde İslamiyet baskın din olmakla birlikte, İslam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi sayesinde o dönemde batı ülkelerinde azınlık dinlerine gösterilen hoşgörünün üzerinde bir rahatlık içinde yaşamayı sürdürdüler. Hristiyanlığın Ortodoks ve Gregoryen kiliseleri millet sistemi içinde meşru bir şekilde örgütlenmiş durumdaydı. Bu inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı.
Buna karşılık millet sistemine dahil olmayan dinlerin, devlet içinde meşru bir varlığı bulunmuyordu.
Hilafet [değiştir]
- Ana madde: Hilafet
Hilafet veya Halifelik, İslami siyasi ve hukuki yönetim makamına ve yönetime verilen isimdir. Halife ise Hilafet makamındaki kişiye denir. İslamiyet Peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra makam bir süre daha bir yönetim biçimi olarak varlığını sürdürmüş olsa da zamanla daha çok İslami bir toplumu veya İslam Devleti'ni vurgulamak için kullanılan bir terim olmuştur.
Halifelik daha çok müslümanların Sünnî kanadının temsilcisi olarak kabul görmüştür. Şiî kanadı büyük ölçüde Sünnî hilafet yönetimi altında yaşasa da Halife'yi kabul etmemişlerdir. Halifeliği Şiî'likteki ya da Alevilik'teki İmamet'ten farklı kabul etmek gerekir. İmamet teokratik bir özellik taşımasına rağmen, Halifelik teokratik bir özellik taşımamıştır. Halifeler yetkilerini saltanat dahi olsa Ümmet'in biat'ı ile devralmışlar, yönetim işlerini de büyük ölçüde danışmaya dayalı olarak yürütmüşlerdir. Bu anlamıyla teokratik olmaktan öte dünyevîdir.
Halife, ilk zamanlarda İslam toplumunda ilerigelenlerin seçimiyle başa geldiği halde, Emevi ailesine geçmesinin ardından saltanat şeklini almıştır. Abbasi Hanedanı'ndan gelen halifelerin 10. yüzyılda zayıflamasına kadar devlet başkanı görevini yürüten halife, bu dönemde siyasi gücün yerel hükümdarların eline geçmesinin ardından sadece ruhani önder veya İslami toplulukların onursal lideri haline gelmiştir. Abbasiler döneminde Bağdat'ta yaşayan halife, Moğolların 1258 yılında Bağdat'ı yağmalamaları sonucunda Mısır'a Memluk himayesine kaçmış, 16. yüzyılın başında Yavuz Sultan Selim'in Memluklar'a son vermesiyle birlikte İstanbul'a taşınmıştır. Daha sonra Osmanlı Hanedanı'na geçen halifelik, 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla fiilen hilafetin olmamasına rağmen resmen halifeliğin varisi Türkiye olmuştur. 3 Mart 1924 tarihinde laiklik ilkesi gereğince halifelik Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından resmen kaldırılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Musevilik ve Hıristiyanlık [değiştir]
İslam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Musevilik ve Hıristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi sayesinde o dönemde batı ülkelerinde azınlık dinlerine gösterilen hoşgörünün üzerinde bir rahatlık içinde yaşamayı sürdürdüler. Hristiyanlığın Ortodoks ve Gregoryen kiliseleri millet sistemi içinde meşru bir şekilde örgütlenmiş durumdaydı. Bu inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı.
Misyonerlik faaliyetleri [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı'da misyonerlik
1820 yılında başlayan ve Kurtuluş Savaşı'na sonuna kadar süren zaman içerisinde Osmanlı Devleti'nde misyonerlik faaliyetleri çok hızlı bir şekilde gelişmiştir. Misyonerlik faaliyetlerini bu denli başarılı olmasında şüphesiz Osmanlı Devleti'nin Islahat Fermanı ile verdiği ayrıcalıklar, kapitülasyon anlaşmaları ile verilen ayrıcalıklar ve Osmanlı Devleti'nin bölgelerine ilgi göstermemesi etkili olmuştur. Başlangıçta kendilerine Anadolu'da hedef bulamayan misyonerler daha sonra Ermenilere odaklanıp çalışmalarında başarılı olmuşlardır. Açtıkları okullardan mezun olanların başarılı olmaları bu okulların etkilerini artırmıştır. Hatta zamanla Müslüman Türkler dahi çocuklarını bu okullara göndermişlerdir.
Misyonerlerin genel hedef kitleleri, İslamiyet'in yaygın olduğu bölgeler olmuştur. Bu çalışma Osmanlı Devleti ile sınırlı kalmayıp Afrika Kıtası, Arap Yarımadası, İran ve Orta Asya halklarına yönelik bir çalışmadır.
Laiklik [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı İmparatorluğu'nda laiklik
Ekonomik yapı [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı İktisâdi Yapısı
Son padişaha kadar bütün Osmanlı paralarının üzerinde Kostantiniye ibaresi kullanılmıştır. Kurtuluş Savaşı'nda Yunanların bunu ilk Doğu Roma İmparatoru I. Konstantin yerine Yunan Kralı I. Konstantin'i kastederek kullanmaları üzerine kullanılmasından vazgeçilmiştir.
Ordu [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı Askeri Teşkilatı
Osmanlı ordu teşkilatı Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memluklular devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur.
Osmanlı Devleti Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır.
Yaya ve atlılardan oluşturulan ordunun atsız kısmı "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler.
Osmanlı Devleti'nin temeli atılırken süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alâaddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf ade ve süvari kuvveti kuruldu.
Kara kuvvetleri [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı Ordusu
Yaya ve müsellemlerin temelini attığı ordu teşkilatı zamanla kuvvet ve sınıflara ayrılmıştır. Osmanlı ordusu başlıca 3 ana kuvvetten oluşmaktadır. Bunlar; Kapıkulu Ocağı, Eyalet Askerleri, Akıncılardır.
Kapıkulu Ocağı, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askeri gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.
Donanma [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı Donanması
Osmanlı Devleti'nin denizcilikle ilgilenmeye başlaması İzmit ve Gemlik taraflarının, daha sonra da Karesi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır.
Saruhan, Aydın ve Menteşe beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı Devleti'nin idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti.
Bu yıllarda Türk Denizciliği'nin ilk ismi Çaka Bey İzmir'de donanmasını kurmuş, daha sonra ise kızını Kılıçarslan ile evlendirmiştir.
Ayrıca daha sonralardan donanmaya kadırga isimli gemiler girdi. Kadırga hem küreği hem de yelkeni olan gemidir.
Hava kuvvetleri [değiştir]
- Ana madde: Osmanlı tayyare bölükleri
Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından 1909'da ilk adım atılan Osmanlı askerî havacılığı, resmi olarak 1 Haziran 1911 tarihinde Fen Kıtaları Müstahkem Genel Müfettişliği 2. Şubesi bünyesinde Havacılık Komisyonu adıyla faaliyete geçirilmiştir. Havacılık Komisyonu'nun temellerini Fransa’dan satın alınan biri 25, biri de 50 beygirlik iki uçak oluşturmuştur.
|
Osmanlı topraklarındaki şu anki devletler [değiştir]
Osmanlı İmparatorluğu'nun sahip olduğu topraklar üzerinde şu an toplam 34 ülke vardır. Ayrıca Osmanlı 8 ülkeyi Hilafeten kendisine bağlamıştır.
Eski Osmanlı topraklarında şu an bulunan devletler listesi
Osmanlı hakimiyeti ve himayesi altında kalmış ülkeler (kısaca Osmanlı coğrafyası) ve Osmanlı'ya bağlı kalma süreleri aşağıda belirtilmiştir.
Konu başlıkları[göster] |
Doğrudan Osmanlı Devleti'ne bağlı toprakların listesi [değiştir]
Balkanlar [değiştir]
Bayrak | Devlet | Dönemi | Toplam Süre | O dönemki adı |
Türkiye (ardılı olan devlet) [1][2][3][4][5][6][7][8][9]. | 1299/1516-1922 [10] | 406/623 yıl | Anadolu Eyaleti[11]Karaman Eyaleti,Sivas Vilayeti vs. | |
Bulgaristan | 1363[12]-1878/1908/1913 | 515/545 yıl/ | Sofya Vilayeti, Tuna Vilayeti, Doğu Rumeli Vilayeti | |
Makedonya | 1371-1913 | 542 yıl | Manastır Vilayeti | |
Yunanistan | 1393/1456/1460[13]1830[14][15] /1913 | 370/437/520 yıl | Mora-Teselya | |
Sırbistan | 1459-1878[16] | 419 yıl | Belgrad Paşalığı, Niş Eyaleti | |
Karadağ | 1479-1878 | 399 yıl | Karadağ Kazası, İşkodra Vilayeti, Yenipazar Sancağı | |
Bosna-Hersek | 1463-1878/1908 | 415/445 yıl | Bosna Eyaleti[17][18],Hersek Eyaleti[19] | |
Hırvatistan | 1540-1687 | 147 yıl | Bosna Eyaleti, Kanije Vilayeti | |
Kosova (de facto) | 1389-1913[20] | 524 yıl | Kosova Vilayeti | |
Romanya | 1394/1538/1541-1878 | 484/340/337 yıl | Eflak Voyvodalığı, Boğdan Voyvodalığı, Erdel Voyvodalığı | |
Moldova | 1538-1812 | 274 yıl | Besarabya | |
Ukrayna | 1478-1774 | 296 yıl | Kırım Hanlığı, Podolya, Kazak Hatmanlığı, Özi Vilayeti | |
Macaristan | 1526-1686/1718 | 160/192 yıl | Budin Paşalığı, Kanije Vilayeti, Eğri Vilayeti, Temeşvar Vilayeti | |
Slovakya | 1663-1685 | 22 yıl | Uyvar Vilayeti, Orta Macar Krallığı | |
Voyvodina (Özerk bölge) | 1526-1718 | 192 yıl | Temeşvar Vilayeti | |
Arnavutluk | 1468-1913 | 445 yıl | İşkodra Vilayeti, Kosova Vilayeti, Yanya Vilayeti |
Kafkasya [değiştir]
Devlet | Dönemi | Toplam Süre | O dönemki adı | |
Gürcistan | 1480-1829/1878 | 349/398 yıl | Çıldır Eyaleti, Abhaz Memleketi, Açıkbaş Hanlığı | |
Ermenistan | 1553-1555, 1578-1605, 1724-1736 | 41 yıl | Revan Vilayeti | |
Azerbaycan | 1578-1604, 1917-1918 | 27 yıl | Şirvan | |
Rusya (Kafkasya) | 1475-1739, 1918 | 265 yıl | Dağıstan, Kabartay [21] |
Ortadoğu [değiştir]
Devlet | Dönemi | Toplam Süre | O dönemki adı | |
Irak | 1514-1918 | 404 yıl | Musul, Bağdat, Basra | |
Suriye | 1516-1918 | 402 yıl | Halep Vilayeti, Şam Vilayeti | |
Ürdün | 1516-1918 | 402 yıl | Şam Vilayeti | |
İsrail | 1516-1918 | 402 yıl | Kudüs-i Şerif Mutasarrıflığı | |
Lübnan | 1516-1918 | 402 yıl | Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı | |
Filistin | 1516-1917 | 401 yıl | Kudüs-i Şerif Mutasarrıflığı | |
Kuveyt | 1538-1899 | 361 yıl | Kuveyt Kazası, Basra Vilayeti | |
Suudi Arabistan | 1517-1803/1811-1919 | 393 yıl | Mekke Şerifliği, Al-Ahsâ Vilayeti, Necit Kazası | |
Katar | 1871-1913 | 42 yıl | Katar Kazası | |
Bahreyn | 1552-1559 | 7 yıl | Bahreyn Emirliği | |
Yemen | 1538-1635/1869-1918 | 146 yıl | Yemen Vilayeti | |
Umman [22] | 1551-1552/1581-1588 | 8 yıl | Maskat | |
Batı İran | 1585-1603/1635-1639/1724-1730 | 28 yıl | Azerbaycan/Luristan/Irak-ı Acem | |
KKTC (de facto) | 1571-1878/1914 | 307/343 yıl | Kıbrıs | |
Kıbrıs Cumhuriyeti | 1571-1878/1914 | 307/343 yıl | Kıbrıs |
Afrika [değiştir]
Devlet | Dönemi | Toplam Süre | O dönemki adı | |
Mısır | 1517-1882/1914 | 365/397 yıl | Mısır | |
Libya | 1551-1912 | 361 yıl | Trablusgarp-Bingazi-Fizan | |
Cezayir | 1517-1830, 1885-1911 | 313/339 yıl | Cezayir, Fizan Kazası | |
Tunus | 1512-1535/1574-1881 | 307/330 yıl | Tunus | |
Sudan | 1517-1882/1914 | 365/397 yıl | Nübye, Darfur, Kordofan, Bahr-ül Gazel | |
Eritre | 1555-1885 | 330 yıl | Habeş Eyaleti | |
Cibuti | 1555-1884 | 329 yıl | Habeş Eyaleti | |
Somali | 1554-1885 | 361 yıl | Habeş eyaleti/Zeyla Kazası | |
Fas[23] [24] [25] [26] | 1554, 1576-1578 | 3 yıl | Fas Sultanlığı | |
Doğu Fas | 1517-1830 | 313 yıl | Cezayir Paşalığı | |
Doğu Etyopya [27] | 1874-1882 | 8 yıl | Harar Emirliği | |
Nijer [28] [29] | 1875-1906 | 31 yıl | Fizan Sancağı/Kavar Kazası | |
Çad [30] [31] | 1875-1912 | 37 yıl | Fizan Sancağı/Reşade Kazası | |
Kenya [32] [33] [34] [35] | 1584-1589 | 5 yıl | Mombasa | |
Uganda [36] | 1872-1882 | 10 yıl | Hatt-ı Üstüva Vilayeti |
Diğer [değiştir]
Himaye Bölgeleri [değiştir]
Doğu Avrupa [değiştir]
Lehistan Krallığı [değiştir]
Osmanlı Devleti, Doğu Avrupa'da 1576 yılında Lehistan krallığını himaye altına alarak, nüfuzunu Belarus, kuzey Ukrayna, Letonya, Litvanya, Estonya topraklarına kadar genişletmiş ve Baltık Denizi'ne kadar uzanmıştır [37]. Sokullu Mehmet Paşa Fransız Valois hanedanı mensubu Henryk II Walezy'nin taç giymek üzere Fransa'ya kaçmasının ardından Polonya'da çıkan veraset kavgalarına müdahale etmiş ve o dönem Osmanlı Devleti'ne bağlı olan Erdel'in voyvodası Stefan Báthory'yi "Lehistan Kralı" olarak seçtirmiştir. Adıgeçenin hükümdarlığının son yıllarına doğru Osmanlı nüfuzu zayıflamış, 1586'da tahta geçen Zygmunt III Vasa döneminde tamamen kaybolmuştur.
Eski Altınordu Hanlıkları [değiştir]
Çeşitli tarihlerde Kazan Hanlığı [38] (1521-1531, 1533-1546, 1546-1551), Kasım Hanlığı (1486-1512)[39] Nogay Hanlığı (1548-1711) [40], Astrahan Hanlığı (1532-1549) ve Başkırdistan Hanlığı (1656-1738) [41] Osmanlı himayesine girmişti.
Haraç veren devletler [değiştir]
Avusturya (1533-1606) ve Venedik (1517-1699) Osmanlı Devleti'ne, Rusya (1480-1677) ve Polonya (Lehistan) ise Osmanlı Devleti'ne bağlı konumdaki Kırım Hanlığı'na vergi veren (Haraçgüzar) devletler olmuşlardır.Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri 5 Eylül 1795 imzalanan ABD-Osmanlı Sözleşmesi ile Osmanlı'ya vergi ödemiştir.Fransa'da Osmanlı Devleti'ne haraç veren devletler arasında olmuştur.
Asya [değiştir]
Orta ve Güneydoğu Asya [değiştir]
Osmanlı Devleti 16.yy'dan itibaren önce İran'a sonra Rusya'ya karşı Orta Asya'da bulunan Türk Hanlıklarıyla ilişkiye girmiş, Orta Asya'daki bu hanlıklar özellikle 19.yy'da kendilerine yönelik Rus ve Çin tehdidine karşı Osmanlı Devletine tabiiyet arzetmişlerdi (Buhara ve Kaşgar Hanlıkları gibi). Bunun dışında Güneydoğu Asya'da Açe Sultanlığı önce Portekiz daha sonra Hollanda tehdidine karşı Osmanlı tarafından himaye edilmişti. Ayrıca yine Orta Asya'da Rus tehdidine karşı, Güneydoğu Asya'da da sömürgeci Batı devletlerine karşı farklı zamanlarda çeşitli hanlıklar ve sultanlıklar Osmanlıyla işbirliğine girmiş ve tabiiyet arzetmişlerdi.
Arabistan içleri ve Umman [değiştir]
Arabistan içleri, yerli hânedânlar ve bunların başında bulunan şeyh veya emîr denilen mahalli idareciler tarafından idare ediliyordu. Arabistan'ın batı kesimini Cidde'de oturan Osmanlı beylerbeyisi ve doğu kesimini de Bağdad veya Basra beylerbeyisi ve bir zamanlar da Lahsâ beylerbeyisi idare ediyordu. Bunlar, yerli emir ve şeyhleri sadece koordine etmekteydiler. Mekke ve Hicaz'ın tümü ise, tamamen Hâşimîler neslinden gelen ve Şerîf denilen idareciler tarafından yönetiliyordu. Umman'da ve Basra Körfezi'nde ise gücünü 16. yy'ın sonundan itibaren itibaren Portekize kaptırmıştır. Katar ve Bahreyn de ise, 1871'de Katar emirinin daveti üzerine Katar'a Osmanlı askeri yerleşmiş ve El Sani ailesi Osmanlı kaymakamı olarak görev yapmaya başlamıştır. Fakat Osmanlı himayasi hem pek etkili olmamış, hem de kısa sürmüştür. 19yy'da hem Mısır hem Osmanlı kuvvetlerinin Arabistan içlerine yaptıkları seferlerle buradaki yerel yönetimlere son verilmiştir.
Afrika [değiştir]
Fas Sultanlığı [değiştir]
Kuzey Afrika'da Fas Sultanlığı ilk kez 1553 yılında himaye altına alınmıştır. Dost Vattasiler'in devrik kralı Abou Hassoun'un yardım desteğini yanıtsız bırakmayan Cezayir Valisi Salih Paşa o yıl Fes kentine girerek adıgeçeni tahta çıkarmıştır. Ancak 1554 Eylül'ünde Saadi lideri Muhammad al-Şeyh Fez kentini geri almıştır. Böylece Fas'taki Osmanlı himayesi bir yıl sürebilmiştir.
1576 yılında ise bu defa Saadilerden Abdülmelik, Fas Kralı yeğeni Muahmmed al-Mütevekkil'i devirmek ve tahta geçmek için Osmanlılardan yardım istemiş, hatta Osmanlıların Tunus'u fethiyle sonuçlanan sefere (1574) de katılmıştır. 1576 yılında tekrar Fez'e giren Osmanlı ordusu al-Mütevekkil'i devirerek Abdülmelik'i tahta çıkarmıştır. Böylece Fas tekrar Osmanlı himayesine girmiştir.
Devrik Sultan al-Mütevekkil Portekizlileri yardıma çağırınca, Portekiz Kralı Sevastiao ile al-Mütevekkil'in bir yanda, Osmanlı ordusunun desteklediği Abdülmelik'in diğer yanda çarpıştığı Vadiyüsseyil Muharebesi meydana gelmiştir. (4 Ağustos 1578) Savaş neticesinde üç kral da maktul düşmüş, Portekiz ordusu iki yıl sonra İspanya egemenliğine düşecek kadar (1580) örselenmiş, Portekiz Donanması Tanca açıklarında Osmanlılarca imha edilmiş, Osmanlı yanlısı Ahmed al-Mansur tahta çıkmıştır. Osmanlılar, geride devre dışı kalmış, hatta egemenliğini kaybetmiş bir Portekiz ile Cezayir için tehdit arzetmeyen ve Osmanlı'ya eğilimli bir Fas sultanı bırakarak Fas topraklarından çekilmişlerdir. Bu bağlamda Fas üzerindeki Osmanlı himayesi 1553-54 ve 1576-78 olmak üzere toplam üç yıl sürmüştür.
Portekiz tehdidinden ve iç karışıklıklardan kurtularak istikrara kavuşan Fas Sultanlığı bugünkü Moritanya, Senegal, Gambiya'yı fethetmiş, 1591'de Songhay İmparatorluğu'nu yıkarak bugünkü Nijer, Mali ve Burkina Faso topraklarını ele geçirmiştir. Ancak bu fetihler Osmanlı himayesi döneminde gerçekleşmediği gibi, XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti'nin Cezayir üzerindeki hükümranlığı da zayıflamaya başlamıştır.
Merkezi Afrika ve Sahra Çölü [değiştir]
1552 yılında Cezayir Valisi Salih Reis ilk kez Sahra Çölü'ne yürüyerek Ouargla ve Touggourt kentlerini zaptetmiştir [42]. 1554 yılında ise Fizan bölgesi Trablusgarp Eyaletine katılmıştır. Turgut Reis'in valiliği sırasında Çad ve Nijer topraklarıyla Nijerya ve Kamerun'un kuzeyine egemen olan Kanem-Bornu Devleti elçi göndererek Osmanlı Devleti'nin metbuluğunu tanıdığını beyan ederek, Sahra-Trablusgarp kervan yolunun eskisi gibi kendilerine açık olmasını talep etti. Bu şekilde ilk Osmanlı-Bornu ilişkileri kurulmuştur. 1555 yılında bir anlaşma da imzalandı. Bu, bir ticaret anlaşması ve dostluk ittifakı niteliği de taşıdı. 1574 yılında Sultan III. Murat zamanında da Kanem Bornu’dan bir elçi heyeti İstanbul’a geldi. Osmanlı Devleti, Kanem Bornu’dan Mekke ve Medine’ye giden Hac ve Ticaret yolunun güvenliğini sağlamayı taahhüt emiş, buna karşılık Kanem Bornu, Kuzey Sudan’dan gelen ve Büyük Sahra yolu ile Kuzey Afrika’daki Osmanlı limanlarına ulaşan altın yolunun güvenliğini sağlamıştır. Stratejik amaçlı bu ittifak, Amerika’nın keşfinden sonra Avrupa’ya çok miktarda gelen kıymetli madenler karşısında Osmanlı devletinin altın ihtiyacını güvenlik altına alma kaygısından kaynaklanmıştır. Öte yandan, Batı Afrika’da etkili olan Portekiz, Büyük Sahra’dan geçen altın yolunu Fas’ın da yardımı ile Atlas Okyanusu’na kaydırma çabasındaydı [43]. 1580'de Bornu Sultanı İdris Alaoma Osmanlı Devleti'ne yeniden elçi göndererek tâbi olduğunu yinelemiş ve bu sefer ateşli silah gönderilmesi talebinde bulunmuştur. Dönemin padişahı III. Murad bugün Nijerya'da yeralan Bornu'nun başkenti Ngazargamu'ya 200 kişilik bir elçilik ve silahtar heyetiyle birlikte talep edilen silahları göndermiş ve bu şekilde ateşli silahlar tarihe ilk kez Sahra'ya girmiştir [44]. Bu talebin yerine getirilmesiyle Sultan Alaoma XIX. yüzyılın sonuna kadar bölgede tek egemen devlet olacak sultanlığının sınırlarını genişletmiş, Sahra ticaret yollarını da güvenlik altına alarak ülkesini refaha kavuşturmuştur.
Daha sonra, Avusturya (1593-1606), Lehistan (1620-21) ve İran savaşları (1578-90, 1603-12, 1615-18, 1623-39), Celali isyanları, ayrıca Trablusgarp Vilayetinin merkez denetiminden uzaklaşması sonucunda iç sorunlarla da boğuşan Osmanlı Devleti'nin bölgeyle ilişkisi kesilmiştir. Osmanlı Devleti, bölgedeki hukukunu Fransız sömürgeciliği Batı Afrika'ya yayılırken bölgedeki Müslüman krallık ve sultanlıkların, ve bu arada Bornu'nun, yardım talebi üzerine hatırlamıştır. Ancak 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından ordusu iyice örselenmiş olan Osmanlı Devleti, diplomatik girişimlerle sonuç almaya çalışmış, ancak bölgenin tedricen Fransız işgaline girmesini engelleyememiştir.
Doğu Afrika [değiştir]
Doğu Afrika'da ise 16.yy'ın başlarından itibaren bölgede bulunan çok sayıda küçük sultanlık Osmanlı Devletinden Portekiz tehlikesine karşı yardım almaya başlamış ve Osmanlı Devleti 1585-1586 yılları arasında Somali'den Maputo'ya (Mozambik'e) kadar olan bölgede denetimi elinde bulundursa da 1589'dan itibaren üstünlüğü Portekizlilere kaptırmıştır.
Orta Afrika'da ise 19.yy'ın 2.yarısından itibaren Uganda'da Hattı-İstiva Eyaleti kurulmuş, devletin nüfuz alanı, bu eyaletin çevresinde bulunan yerli hanedanlarla yapılan himaye antlaşmalarıyla, bugünkü Kongo, Orta Afrika Cumhuriyeti, Ruanda ile Burundi'ye kadar genişlemiştir. Ancak özellikle Uganda çevresindeki hanedanlar sık sık taraf değiştirmekte; bazen Avrupa tarafında olurlarken, bazen Osmanlı tarafına geçmekteydiler.
Hilafeten bağlı yerler [değiştir]
Hindistan Müslümanları (Pakistan, Hindistan ve Bangladeş)[45], Sri Lanka [46] , Maldiv Adaları [47] , Afganistan, Singapur [48], Malezya [49] Endonezya [50], Komor Adaları, Kenya [51], Tanzanya [51], Mozambik [51], Güney Afrika Cumhuriyeti [52], Batı Türkistan Hanlıkları (Hive, Buhara ve Hokand Hanlıkları) [53], Doğu Türkistan [54] [55]
Osmanlı donanmasının ve ordusunun değişik sürelerde bulunduğu ülkeler [değiştir]
Fransa [56], İspanya [57], Portekiz [57], İtalya [58], Malta [59], İngiltere [60], Monako [61], Hollanda, Belçika, İsveç [62], Norveç [62], İzlanda [63], İrlanda [64], Cebelitarık, Danimarka [62], Hindistan [65], Pakistan [66], Almanya [67], Liechtenstein, Çek Cumhuriyeti [67], Avusturya [68], İsviçre, Grönland, Kanada [69], Endonezya, Sri Lanka
Osmanlı donanmasının ve ordusunun bazı bölgelerini değişik sürelerde elinde tuttuğu ülkeler
İzlanda [70], İspanya [57], Portekiz [57], İngiltere [71]