==>b.Orta Asya Tarihi
Orta Asya’nın tarihi bölgenin iklimi ve coğrafyasıyla tanımlanır. Bölgenin kurak olması tarımı, denizlere uzak olması ise ticareti engelledi. Bu nedenle ancak birkaç şehir gelişebildi ve stepler bin yıl boyunca göçebe atlılar tarafından kontrol edildi. Göçebe yaşam şekli steplerin atlı savaşçıları için askeri açıdan kendi içlerindeki bölünmeleri dışında dünyada önemli bir yer kazandırdı. Sağlanan birlik Orta Asya boyunca uzanan İpek Yolu’nun etkisindendi. Dönemsel olarak güçlü liderler ya da değişen koşullar birçok sayıda kabileyi tek güç altında toplayabilirdi. Orta Asya’daki bu sistem Hunların Avrupa’ya, Wu Huların Çin’e ve Moğolların Avrasya’ya saldırılarını kolaylaştırdı.
Göçebe toplulukların baskınlığı on altıncı yüzyılda sona erdi, ateşli silahlar yerleşik toplumların baskın olmasını sağladı. Rusya, Çin ve diğer güçler bölgede ilerlediler ve on dokuzuncu yüzyılın sonunda Orta Asya’nın büyük bölümüne hükmettiler. Rus Devrimi’nden sonra Orta Asya bölgeleri Sovyetler Birliğiyle birleştirildi. Moğolistan bağımsız kaldı ancak Rusya’nın hizmetine girdi. Orta Asya’nın Sovyet sınırları içindeki bölgeleri sanayileşti ve bölgede yerel kültürlerin baskınlığı arttı. Başarısız kamulaştırma binlerce kişinin ölümüyle sonuçlandı, etnik gerginlik ve çevresel sorunlar arttı.
Sovyetlerin çökmesiyle beş halk özgürlüğüne kavuştu. Orta Asya’nın diğer bölgeleri Çin ve Rusya’nın bir parçası olarak kaldı.
Antik Çin tarihi belgelerinde, Batı Bölgeleri terimi batı Çin’i tanımlamak için kullanılmıştır. Orta Asya’nın dünyanın farklı bir bölgesi olarak tanımlanması ilk kez 1843 yılında bir yer bilimci olan Alexander von Humboldt tarafından ortaya atılmıştır. Asya’nın sınırları hakkında birçok tanım yapılmıştır. Bu bölge birçok kaynakta hala Stalin yönetimi döneminde kullanılan Türkistan adıyla anılır.[kaynak belirtilmeli]
En dar kapsamlı tanımlama Sovyetler Birliğinin yaptığı tanımdır. Buna göre Orta Asya Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Kırgızistan’dan oluşur; Moğolistan ve Kazakistan'ı kapsamaz. Bu tanım SSCB döneminde Rusya dışında da kullanıldı. Ancak Rus dili iki farklı terim içerir; Средняя Азия (Srednyaya Azia) dar kapsamlı olan tanımdır ve Rus sınırları içine girmiş bölgeyi işaret eder, bir diğeri ise Центральная Азия (Tsentral'naya Azia) daha kapsamlı olan tanımdır ve Rus hakimiyeti altına girmemiş bölgeleri de kapsar. Yeni Rusya Federasyonu Orta Asya’nın tanımına Kazakistan’ı da eklemiştir.
Bağımsızlıklarından kısa bir süre sonra, Sovyet kontrolündeki Orta Asya halkları Taşkent’te toplandılar ve Sovyet Rusya’nın dört halkı içeren Orta Asya tanımına Kazakistan’ın da eklenmesi gerektiğini belirttiler.
Sovyet Rusya’nın dağılmasından önce UNESCO Orta Asya tanımı iklime ve yer şekillerine göre olduğunu belirtti. Buna göre Orta Asya, Moğolistan ve Çin’i (Tibet bölgesi de dâhil olmak üzere), İran’ın kuzeyini, Afganistan, Pakistan, Ortadoğu Rusya, güney Tayga, kuzey Hindistan (Jammu-Kaşmir yönetimleri) ve eski Sovyet Cumhuriyetleri’ni içermeliydi.
Bölgeyi tanımlamak için kullanılan bir diğer metot ise etnik kökendir, bu metot genellikle doğu Türkleri, Doğu İranlılar ve Moğolların nüfuslandığı bölgelerde kullanılmıştır. Bu bölgeler Xinjiang, Sibirya’nın Müslüman/Türk bölgeleri, belirtilen beş cumhuriyet, Tibet, Kuzey Pakistan ve Afganistan’ı da kapsar. Bu belirtilen halklar bu geniş alanın ‘yerli halkı’ olarak düşünülür. Tuva Cumhuriyeti’nin (şimdilerde Rusya Federasyonu’nun bir parçası) Orta Asya’nın merkezinde bulunduğu iddia edilir. (Kuzey Urumki’de 320 km’lik bir alan)